kara etmek

kara etmek
bir çeşit ekmek III, 222

Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini. 2009.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • baştan kara etmek — den batma tehlikesi karşısında, gemi başını karaya vurup oturmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kara çalmak — birine iftira etmek, kara sürmek Allah için güzel kapışıyoruz, birbirimize kara çalmakta üstümüze yok! H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kara basmak — uyku içinde hücum etmek, bağteten hamle eylemek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bühtan etmek — kara çalmak, iftira etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • iftira etmek — bir suçu birinin üzerine atmak, kara çalmak, kara sürmek On para yememiştir fakat etrafı adama iftira etmiştir. B. Felek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • isnat etmek — 1) dayandırmak 2) kara çalmak 3) iftira etmek Güzel sever diye isnat ederler / Benim Hak tan gayri sevdiğim mi var? Karacaoğlan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • SEF' — Alâmet. İşaret. * Yandırmak. * Kara etmek. * Çekmek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • göz — is., anat. 1) Görme organı 2) Bazı deyimlerde, görme ve bakma Gözden geçirmek. Gözden kaybolmak. Göz önünde. Gözü keskin. 3) Bakış, görüş Bu sefer alacaklı gözüyle baktım. 4) Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak Asıl felaket bu pınara sırt… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yüz — 1. is. 1) Başta, alın, göz, burun, ağız, yanak ve çenenin bulunduğu ön bölüm, sima, çehre, surat Bir güzel çocuk yüzüyle gülümsüyor. S. F. Abasıyanık 2) Yüzey, satıh Suyun yüzünde. 3) Kesici araçlarda ağız Bıçağın keskin yüzü. 4) Bir kumaşın… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”